EVRENSEL, 18 Temmuz 2013
Nevzat Helvacı'nın Anılarından
Nevzat Helvacı “Karanlıkta Yol Aramak” adında İmge Yayınlarından çıkan kitabında hayatını ve anılarını anlatıyor. Mücadele içinde geçen bir hayat. 12 Mart 1971 öncesini, öğretmenlik ve avukatlık hayatını, TÖS ve TÖB-DER sürecini ve 12 Mart ve 12 Eylül 1980 darbe dönemini, yargılamaları anlatıyor. Kitap 393 sahife ve 149. sahifeden son sahifeye kadar olan bölümde Nevzat Bey’in insan hakları alanındaki yolculuğu var. İHD’nin kuruluş sürecindeki bölümler, TİHV’in kurulması, TİHAK’ın kuruluşu ve son 25 yıla ilişkin olaylar kitapta yer alıyor. Nevzat Bey, İHD için, ölçülü, bilgili, güven veren kişiliği ve deneyim sahibi oluşuyla büyük bir şanstı. O zamana kadar Türkiye’de kurulan insan hakları örgütlerinin ömrü üç ayı ancak bulmuştu. Nevzat Bey, kitabının 197. sahifesinde “Bir Oldu-bitti” diye ara başlık atarak 1990 yılı Ekim ayında yapılan İHD 3.Olağan Genel Kurulunda Diyarbakır Şube delegemiz Vedat Aydın’ın kürsüden Kürtçe konuşma yapmasını anlatıyor. Nevzat Bey’in aktardığına göre (sahife 197-199), o dönemde Diyarbakır Şube Başkanı olan Hatip Dicle kendisine Bölge’den 4 arkadaşın sırayla konuşma yapacaklarını ve konuşmaların bir bütünlük taşıdığını, divandan bu konuşmaların peş peşe yapılmasını istediklerini ve bu istemlerini divan başkanına Nevzat Bey’in iletmesini istediklerini anlatıyor.
Olayın bazı yönleriyle ilgili benim de tanıklıklarım var.
Vedat Aydın Kürtçe konuşmaya başladı. Divan Başkanı Halit Çelenk’ti ve konuşmanın Kürtçe bilmeyen delegasyonca anlaşılabilmesi için Türkçe konuşma yapmasını rica etti. Vedat, Kürtçe konuşmaya devam etti. Divan toplantıya “ara” verdi. “Ara vermek” bir formüldü. O tarihte yürürlükte bulunan 2908 sayılı Dernekler Kanunu’nun 5. ve 6. maddelerinde ve 1983 yılında yürürlüğe giren 2932 sayılı Türkçeden Başka Dillerde Yapılacak Olan Yayınlar Hakkında Kanun’da, dil yasakları vardı. Vedat yasalara karşı “sivil itaatsizlik” eyleminde bulunuyordu.
Hediye Dikmen (Felekoğlu) arkadaşımız kaldı Divan’da. Mustafa Özer’in yaratıcı yorumu ile de “ara”da konuşmalar devam etti. Divan Başkan Yardımcısı Haldun Özen ile verilen “ara”da konuştuk. Bana, “Halit Bey ‘İHD’yi temelli kapatırlar’ diyor. Biz şu anda Divan olarak İHD’yi temsil ediyoruz. Eğer Divan kararı ile konuşma devam ederse dernek tüzel kişiliği sorumlu olur’ diyor” dedi.
Ben de, ‘Halit Bey’in yorum/görüşünün hukuksal olarak doğru olabileceğini’ söyledim. Ayrıca “Size daha önceden Kürtçe konusu bildirilmedi mi?” diye de sordum.”Kürtçe konuşma yapılacağını önceden bildirmediklerini, sadece Nevzat Bey’den söz sırasının peş peşe verilmesini istemişler” dedi.
”Biz de verdik” dedi.
Nevzat Bey’in “bir oldubitti” demesinin nedeni bu olmalı.
Vedat ve konuşmayı bir süre çeviren Ahmet Zeki Okçuoğlu daha sonra gözaltına alındılar. Sonra da DGM tarafından tutuklandılar. Ulucanlar Cezaevinde görüş yerinde Halit Bey ile birlikte Vedat Aydın’la ve başka tutuklularla görüşüyorduk. Halit Bey Vedat’a savunmasını üstlenmek istediğini söylemişti. Vedat, savunmasını Kürtçe yaptı, tutanaklara ‘bilinmeyen bir dil‘ diye geçti.
Savcılık düzenlediği iddianamede İHD tüzel kişiliğini sorumlu kılmamıştı.
1992’den 2003 yılına değin yapılan 6 seçimli ve 7 seçimsiz İHD Genel Kurulunda Kürt arkadaşlar Kürtçe konuşma yapmadılar, İHD’yi sorumlu kılmamak için...
Yönetici organların bir kararı sonucu değil, sessizce izlenen bir tutum oldu bu.
2932 sayılı yasa 1991 yılında yürürlükten kaldırıldı. 2908 sayılı yasanın 5.ve 6.maddelerindeki dil yasakları da 2002 ve 2003 yıllarında kaldırıldı.
Halit Çelenk’e, Haldun Özen’e ve Vedat Aydın’a minnet ile…
A. Zeki Okçuoğlu, Mustafa Özer ve Hediye Dikmen’e sevgi ile…
Nevzat Helvacı’ya saygılarımızla…