Saygıdeğer konuklar, Değerli Arkadaşlar,
Büyük meslek üstadımız, ağabeyimiz Halit Çelenk adına bu yıl ilk kez düzenlediğimiz Hukuk Ödülleri törenine hoş geldiniz.
Bundan bir yıl önce “Savunmanın Devrimci Çınarı Halit Çelenk”i anmak için bir araya geldiğimizde duyurduğumuz Hukuk Ödülleri yoğun ve heyecanlı bir organizasyon yılının ardından bugün sahiplerini buluyor.
Bizim Halit Çelenk Hukuk Ödülleri için yola koyuluşumuz Haziran Direnişi’ni takip eden günlere rastlıyor. Halkın boyun eğmeyen direnişi ülkemizde Halit Çelenk’in asla boyun eğmeyen duruşuna yakışır bir ödülün verilebileceğine dair ilham verdi bizlere.
Geçtiğimiz yıl yaptığımız anma etkinliğinde ülkemizde artan baskı ve umudun mücadelesi içinde bu kararlı duruşun yerini tartışmıştık. Hukuk bu gün de ülkemizde sürüp giden toplumsal mücadelenin en önemli alanlarından biri olmaya devam ediyor; tüm gündemlerimize nüfuz ediyor. Elbette hukuk her zaman siyasal mücadelenin bir biçimidir. Ancak bugün hukuk; iktidarın elinde yeni bir faşizan düzenin inşasına, görülmedik bir pervasızlıkla koşulan ve artık yıpranmış, inandırıcılığını kaybetmiş bir araç haline gelmiştir. Bir yandan insanlığın yüzlerce yıllık mücadelelerinin sonucunda oluşan evrensel hukuk normları iktidar tarafından yerle bir edilirken, öte yandan, yeniden inşa edilmeye çalışılan bu düzenin karşısında verilen toplumsal mücadele için de giderek hayati bir silah olmaya başlamıştır.
Bu nedenledir ki, hükümet son dönemde avukatlık mesleğinin itibarsızlaştırılmasına yönelik yeni bir kampanya başlatmış bulunuyor. Saldırının hedefi; mesleğin temel karakteri olan haklının yanında olma arzusu ve iradesidir. Bu irade, güçlüye karşı haklının sesi ve vicdanıdır. Bu irade, iktidarın zoruna boyun eğmeyen adalettir. Bu nedenle bu irade her durumda muhaliftir. Ve elbette bu irade bize göre Halit Çelenk’in duruşunda somutlanmaktadır.
Halit Çelenk’in hepimize yol gösteren mesleğe bakışı, yaşamı boyunca hiç terk etmediği duruşu belki de en iyi “doğru ve haklı olana adanmışlık” ilkesiyle ifade edilebilir. Onun eserleri, değerleri ve hayata bakış açısı içinden geçtiğimiz tarihsel momentte bizler için çok daha elzem.
Adaletsizliğe karşı mücadelenin simgelerinden olan Halit Çelenk’in, “hukuk mücadelesi doğrultusunda, toplumsal ilişkiler ile hukuk arasında bağlantı kuran eserlerin üretilmesini” teşvik etmek fikri, ödül organizasyonun temel motivasyonu oldu.
Organizasyonu bu amaçla yalnızca hukukçularla sınırlı tutmadık, farklı alanlar ile hukuk arasında bağlantı kuran tüm disiplinlere; uzmanlar ve akademisyenlerle birlikte öğrencilere de açık hale getirdik.
Ödüllerin bu ilk yılında bizlere ulaşan 19 eser oldu ve bu eserler yalnızca hukuk eserleri değildi. Çok farklı disiplinlerde yapılmış çalışmalar da ödül için önerildi.
Bu eser çeşitliliği, Halit Çelenk yaşamının çok yönlülüğünü tanımlama bakımından çok anlamlı. Tüm katılımcılara, emekleri ve duyarlılıkları için siz değerli konuklarımızın önünde, hem Çelenk ailesi hem de Seçici Kurul adına teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Hepsi birbirinden farklı ve anlamlı çalışmalar içinde, Seçici Kurul olarak, üyeler tarafından tek tek yapılan değerlendirmeler sonucunda, ikisi birbirinden değerli ve anlamlı iki eser arasında birinciliğin paylaştırılmasına karar verildi.
Birincilik ödüllerini hak eden eserlerin ortak yanı, düşünce ve ifade özgürlüğü ile bu özgürlüklerin toplumsal olarak açıklanması ve toplumsal hak arayışıyla ilgili son dönemin somut olaylarını anlatmaları…
Ödülü alan eserlerden ilki; Prof. İbrahim Kaboğlu Başkanlığındaki Gezi Hukuki İzleme Grubu, “Demokrasi ve Totalitarizm Sarkacındaki Türkiye - Gezi Raporu”.
Türkiye tarihine eşik atlatacak derecede etki yaratan 2013 Haziran Direnişi, aralarında demokratik kitle örgütlerinin de bulunduğu geniş bir katılımcı tarafından incelenerek kapsamlı bir rapor haline getirilmiş. Hem direnme hakkı, hukuku ve meşruiyeti hem de yaklaşık bir ay boyunca Direniş sırasında yaşanan olaylar ve devlet şiddeti, Türkiye çapında ele alınarak incelenmiş. Aynı zamanda, suç, ceza, dava ve sorumluluk yönlerinden 2014 sonuna kadar izleme yapılmış. “Gezi Hukuki İzleme Grubu: Gezi Raporu” adı altında yapılan bu çalışma, yakın tarihi olayı geniş boyutuyla açıklaması, izlemeyi sürdürmesi, saptırılmış haber ve açıklamaları gerçekle buluşturması, böylece aynı zamanda bir tarih çalışması olması yanında, yaşananların geleceğe aktarılması yönlerinden ödüle değer bulundu.
Ödülü alan diğer eser; Prof. Dr. Yaman Akdeniz – Kerem Altıparmak, “İnternet ve İfade Özgürlüğü Konulu Çalışmalar - Twitter ve YouTube Erişim Engelleme Kararlarının Kaldırılması Başvuruları”, 2014.
Haziran Direnişi’nde tüm ülkede geniş halk kitlelerini direnişe katma ve anında haber aktarıp iletişimi sağlama anlamında “sosyal medya” etkili bir işlev gördü. Bu işlev, Haziran’dan sonra da devam etti ve her geçen gün etkinliği artıyor. Direnişi “şiddet” diye tanımlayarak, devlet yanlı şiddet için halkın üzerine saldırtma, yaralama, öldürme gibi tüm yolları kullanan siyasal iktidar, sosyal medyaya tahammülsüzlüğünü de yasaklama yoluyla gösterdi. Yasaklamaya karşı savları, sosyal medyanın önemini ve anlamını da kapsamlı şekilde vurgulayarak anlatan ve Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuru dilekçelerine bu yönleri bütünsel olarak yansıtan çalışmalar bileşiminden oluşan eser de ödüle değer bulundu.
Bu iki eserin ödülde buluşması, bugün aramızda olsaydı aynı konuları tüm yönleriyle tartışmak ve analitik değerlendirmelerini yapmak konusunda emeğini fazlasıyla yazıya dökecek Halit Çelenk’le de buluşma anlamına geliyor.
Seçici Kurul iki genç akademisyene teşvik ödülü verilmesine karar vermiştir;
Göksu Uğurlu, 2012 tarihli “Uluslararası Hukuka Üçüncü Dünya Yaklaşımları” konulu yüksek lisans tezi ile teşvik ödülüne hak kazandı. Tez, Üçüncü Dünya yaklaşımlarını, hem Sovyetler dönemi öncesi hem de sonrası ile değerlendirip analiz yaparken, Marksizm ve hukuk yaklaşımından destek alması ile teşvike değer bulundu.
Nazile İrem Yeşilyurt, 2015 tarihli “İdari Yargıda Yürütmenin Durdurulması ve İvedi Yargılama: Hukuka Sermayeye Koşut Hız Ayarı” konulu makale… Makale, Hukuk ve yargı üzerinde fazlasıyla oynandığı yakın tarihi, karşılaştırmalı örneklerle inceleyerek, bu oynamaların ne hukuku ne de yargıyı içinde bulunduğu çarpık durumdan kurtarma amacına yöneltmediği, görünürdeki gerekçenin arkasına, sermayenin isteklerine koşut hız ayarı gibi gerçek amacın saklandığı savı ile teşvike değer bulundu.
Tüm ödül sahiplerini yeniden tebrik ediyoruz. Bizleri bu yolda yalnız bırakmayan destekçi kuruluşumuz TBB’ne, emeklerini ve vakitlerini bu işe ayıran Seçici Kurulun tüm üyelerine teşekkür ediyorum.
Ancak özel bir teşekkürüm daha var. Çelenk Ailesine, varlığıyla onurlandıran Şekibe Teyzeye, gülüşüyle her günümü aydınlatan sevgili Serpil Abla’ya ve Kaya abiye sonsuz teşekkürler.
Bizler, Halit Çelenk ile gelecek yıllarda da buluşmaya, üretilmiş ve üretilecek birçok eseri, Halit Çelenk aracılığıyla halkla buluşturmaya, sizlerle birlikte devam edeceğiz. 2016 Halit Çelenk Hukuk Ödülleri töreninde buluşmak üzere…