Yayın tarihi: 14 Mayıs 2015 - 22:06

Ali Rıza Aydın

soL, 30 Nisan 2015

Halit Çelenk’in “Demokrasi Masalı”na, “Hukuk Masalı” ve “Yargı Masalı” ekleniyor.

“Demokrasi Masalı” kitabını adıma imzalarken, “Türkiye’de demokrasi gerçekten bir masaldır. Hepimiz bu masalı her gün yineleyerek yaşıyoruz” diye not düşmüştü. 2000’li yılların başına kadar yaşananlardan hareketle koymuştu kitabının adını. “Gerçekten demokratikleşme ülkemizde bir aldatmacaya, bir serüvene dönüşmüştür” diyordu.

AKP, hukuku da yargıyı da aldatmacaya ve serüvene dönüştürdü.

Günlük soL Gazete, dün “böyle düzene böyle hukuk” manşetiyle çıktı. Dolu dolu dört sayfada, hukuk ve yargının güncel halleri eleştirel bakışla tartışılarak, arşivlik gazeteler arasındaki yerini aldı. 

Ya emir kullarının yargısı olacaksınız ya da tasfiye edileceksiniz… Her konuda konuşan, partilerle ve seçimlerle ilgili konuşmaları suç ihbarına konu olması gereken (böylece yapıyoruz) tarafsız (!) cumhurbaşkanının yargı anlayışının özeti böyle…

Bir gün tutuklular tahliye ediliyor, diğer gün yargıçlar… Bir gün savcılar soruşturma geçiriyor, diğer gün avukatlar…

Avukatlar, düzen yanlıları dışında, hepten gözden çıkarıldı. 2013 öncesinin AKP ortakları ve kahramanları olan savcı ve yargıçlar şimdi düşman ilan edildi. YARSAV ve Yargıçlar Sendikası hepten düşman.

1978 savcı Doğan Öz cinayetinden bu yana, 2006 Danıştay baskını, 2015 Çağlayan Adliyesi rehine olayı… Haziran Direnişi’nden bu yana yaygınlaşan devlet şiddeti ve “cezasızlık” ortamı… Her yönden incelenerek, soruşturularak analitik değerlenmelere tabi tutulması, gerçek nedenlerin ve sorumluların ortaya çıkarılması gerekirken, yargının kendisine yönelik saldırıların bile anlamsızlaştırıldığı, gerçeklerin ortaya çıkarılamadığı bir cadılar kazanı oldu Türkiye’de yargı; hukuk da o kazanın altında yanan ateş…

Biz, “kapitalizm ve emperyalizmin ekonomi politiği sömürüdür”, “neoliberalizm, bu ekonomi politiğin uygulanması için devletleri ve ulusal/uluslararası hukuku her yönden düzene entegre ederek hizmete sunma amacını başarıyla uygulamaktadır” derken; “hukuk fakülteleri, nicelik ve nitelik olarak, düzen yargısının mensupları için programlanıyor”, “yargıçlık/savcılık sınavları ve eğitimleri düzenden yana olanlar ile düzene karşı olanları ayırmak için yapılıyor” derken; “devletin yüceliğine”, “hukukun üstünlüğüne” ve “yargının bağımsızlığına”  toz kondurmak istemeyenler, her şeye karşın yargıdan umudunu kesmediler.

Şimdi de düzen yargısının iç çelişkisinden umut kesilmiyor. Oysa üstün denilen hukuk çoktan masal olmuştu ve yargı da o masalı anlatıp duruyordu. Şimdi de yargı masal oldu.

5 Mayıs Halit Çelenk’in ölüm yıldönümü. 5 Mayıs akşamı, Türkiye Barolar Birliğinde Halit Çelenk Hukuk Ödülleri töreni yapılacak, “yaşamda ve yargıda devrimci duruş”un simge ismi “yenilmeyenlerin tanığı” bir kez daha anılacak.

Halit Çelenk, “kapitalist emperyalizm, yaşadığımız dönemde de egemenliğini ve sömürü sistemini, Yeni Dünya Düzeni adı altında sürdürüyor”; “işte demokratikleşmeye bu açıdan bakmak gerekir” diyor. İşte hukuka ve yargıya da bu açıdan bakmak gerekiyor.

İlkel bir siyaset ve devlet yönetimi altında, ilkel bir hukukla yargı da ilkelleştirildi.

Ne yazık ki, bu ilkellik içinde, ilkel bir seçim sistemiyle yeni demokrasi masallarına adım atılmaya çalışılıyor.

Halit Çelenk Hukuk Ödülleri, ilk yılında anlamlı iki esere verilirken, geleceğe yönelik yol göstericiliğe de ışık tutuyor. “Demokrasi ve Totalitarizm Sarkacındaki Türkiye - Gezi Raporu” ve “İnternet ve İfade Özgürlüğü, Erişim Engelleme Kararlarının Kaldırılması” konulu çalışmalar ödülü hak ederken, halkın kolektif eylem gücünü ve hedefini de işaret ediyorlar: Masallar yerine gerçeklerin ülkesi…   

Halit Çelenk’in sözleriyle bitirelim ve yeni Halit Çelenk Hukuk Ödüllerine katılacak eserler için olduğu gibi gelecek için de mesajımızı göndermiş olalım: “Unutmamak gerekir ki, insanlık hakça toplumsal bir düzene ancak sosyalizm ile ulaşabilir”.

http://haber.sol.org.tr/yazarlar/ali-riza-aydin/halit-celenk-masallar-ve-gercekler-115121